KADİM KÜRT UYGARLIĞINA AİT ARKEOLOJİK BULGULAR

Dünya üzerinde varolagelmiş her topluluk, her millet, gelecek nesillere kendilerinden izler bırakmışlardır. İşte bu bahsedeceğimiz bulgular da yıllardır bir arada yaşadığımız kardeş halkımız, din kardeşlerimiz Kürtlerin onbinlerce yıllık uygarlığına dair izleri günümüze aktaran bulgulardır.

Ne yazık ki, Kadim Kürt uygarlığına dair izler günümüze fazla ulaşamamış, yıllardan beri yapılan arkeolojik çalışmalarda, Tece’nin faşist(!) arkeologları Kürt uygarlığına ait izleri sistematik bir şekilde silmişlerdir.

O yüzden elimizdeki bu arkeolojik bulgular ne yazık ki çok eski değillerdir.

İşte bu bulgulardan bazıları;

1-Elektrik faturası ödeyen Kürt heykeli;

Siirt’in en işlek meydanına dikilen ve elektrik faturasını ödemiş bir Kürt vatandaşımızın pişmanlığını tasvir eden heykeldir.
Bu anıt gelecek nesillere ibret olacak, “Kürtler kaçak elektrik kullanıyor yhaa” diyen şerefsizlerin yüzüne gelecekte bir şamar gibi inecek belgedir. 1000 sene sonra insanlar bu anıta bakıp Kürtlerin de fatura ödediğini idrak edebilecekler.

2-20.Yüzyıl elektrik sayacı;

Diyarbakır müzesinde sergilenen bu Siemens marka elektrik sayacı Diyarbakır kırsalında yapılan kazılarda ortaya çıktı. Bu sayacın üzerinde arkeologların yaptığı çalışmalarda, sayacın 1980’li yıllara (erken liboş dönemi) ait olduğu sanılıyor. Evet, `erken liboş dönemi` biliyorsunuz ki Kürtlerin kaçak elektrik kullanmaya, devlet otoritesine başkaldırmaya başladıkları dönemdir. Ve bu paha biçilmez arkeolojik eser bize o çağlar hakkında bilgi veriyor.

3-`MS 2004’e ait yeşil kart`;

Batman kırsalında yapılan arkeolojik kazılarda, geç liboş dönemine ait Kürt toplumunun sosyo-ekonomik durumuna dair önemli bilgilere ışık tutan eserdir.
Bir naylon poşet içinde bozulmadan günümüze ulaşan bu bulgunun ms 1995-2005 yılları arasına ait dönemden kaldığı tahmin ediliyor.

4-`30 Yıllık bozulmamış molotof kokteyli`;

Hakkari-Çukurca ilçesi yakınlarında yapılan kazılarda elde edilen paha biçilemez kültürel miras. Bu kültürel miras proto-kekoların teknolojisi hakkında bizlere önemli ipuçları vermektedir.

5-`töre cinayetine kurban gitmiş kadın`;

Farklı mumyalama tekniklerine rastlanmayan bu arkeolojik eserde Kürt toplumunun aile ilişkileri, değer yargıları hakkında bilgiler edinebiliyoruz. Ms 2010’lu yıllara ait bu bulgu kürt toplumunun tarihi feodal yapısını günümüze taşımakta.

6-İstanbul’un göbeğinde bulunan Kürt antik şehri;

Kadim Kürt tarihinin en önemli bulguları arasında sınıflandırabileceğimiz bu muazzam tarihi eser, Kürtlerin ne denli ileri bir uygarlık olduğu, inşaat ve mimari konusunda ne kadar ileride olduğunu gözler önüne seriyor. 2014 yılında bulunan bu antik şehir, 2010’lu yıllar Kürt Mimarisinin en nadide örneklerini bize gösteriyor.

7-`pkk bayrağına sarılı antik tabut`;

Şırnak-Uludere yakınlarında bulunan bu tabut ms 2010’lu yıllara ait olup “açılım çağı” ile ilgili bilgiler vermekte. Kürtlerin ölülerini defnetme şekilleri, uygarlığa ait bir dizi ritüeller hakkında bizleri aydınlatıyor.

8-Toprağa gömülü keleş;

Kürtlerin resmi silahı olarak bilinen ve arkeolojik kazılarda elde edilen ilk keleştir. Tam 35 yıllık muhteşem bir eserdir.

9-`33 Yıllık Mekap`;

Gezici ve göçebe Kürtler hakkında günümüze ışık tutan nadide eser. Bu tarihi eser Cilo dağlarının eteklerinde Irak sınırında bulunmuştur. Kürtlerin yaşadığı coğrafyaya ayak uydurmak için, doğa ile başa çıkabilmek için ne yöntemlere başvurduklarını gelecek nesillere aktarmak için önemli bir kaynaktır adeta.

 

Evet, biz de isterdik ki Kürtlere ait binlerce yıllık heykeller, sikkeler, tapınak resimleri, kaya çizimleri, tamgalar, freskler paylaşalım. Ne yazık ki kürt tarihine dair elimizdekiler şimdilik bunlar, daha eski yıllara ait başkaca medeniyyet izlerine rastlayabilmek için arkeologlarımız gece gündüz, büyük bir özveri ile çalışmalarını sürdürüyor…

 

Bu yazı Genel içinde yayınlandı ve , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

2 Responses to KADİM KÜRT UYGARLIĞINA AİT ARKEOLOJİK BULGULAR

  1. yamaner01 dedi ki:

    Harika olmuş,üzerine bir acı mırra içmeye değer

  2. yamaner01 dedi ki:

    Kavimler,mensupları için asalet vehmetmek yada sayısal üstünlük taslamak şeklinde tezahürlerle yoldan çıkma aracı değildir.Tarihi seyrinde kendilerini hissettikleri ilk andan itibaren,bugüne gelinceye kadar insanlık tarihine not düşülecek başarıları,sanat faaliyetleri,ilmi çalışmaları,yaptıkları keşifleri vs ile uygarlığa yaptığı katkıları açısından değerlendirilir. Yoksa kıymeti kendinden menkul övünmelerin Kur’an ı Kerimde ki Tekasür süresinde:Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla
    1- (Mal, mülk ve servette) Çoklukla övünmek, sizi ‘tutkuyla oyalayıp, kendinizden geçirdi.’2- “Öyle ki (bu,) mezarı ziyaretinize (kabre gidişinize, ölümünüze) kadar sürdü.”3- Hayır; ileride bileceksiniz.
    4- Yine hayır; ileride bileceksiniz.5- Hayır; eğer siz kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız,….diye devam ediyor ki sure nin sonraki ayetlerinde bu anlayışın insanları cehenneme götüreceği haber verilmiştir.Kesin bilgi şu:Müminler kardeştir,eğer aralarında ihtilaf çıkarsa siz aralarını ıslah edin.Bu,yaratıcının kesin emridir.
    Siz bir kürt olarak türk milliyetçilerinin akıllarınca üstünlük taslamalarına dümen suyu olur da aşağılık kompleksine kapılarak aynı yönteme başvurursanız,Kur’an ın kınadığı o kimselerden ne farkınız kalır.İslam anlayışında üstünlüğün,ancak takva ile olduğu belirtilmiş ve bunun dışındaki üstünlük kavramlarının,Allah katında hiç bir kıymet i harbiyesinin olmadığı ifade edilmiştir.
    Arkeolojik kazılar,kavimlerin,toplumların mazi başarılarını,günlük hayatlarını,sanat faaliyetlerini,yani uygarlık ve medeniyet yürüyüşlerini ortaya koyması açısından çok önemli faaliyetlerdir.
    Ülkemizde,bin yıllık ortak tarih ve kültürü paylaşan bu iki kadim dost halk,ısrarla kavga ortamına çekilmeye,huzuru ve mutluluğu bozulmaya çalışılıyor.Sahip oldukları değerlerin,birbirine güven noktasında ne derece kurumsallaştığının farkında olmayan şeytani örgütlerin,beyhude çalışmaları her dönemde boşa çıkarılmış ve hevesleri kursağında kalmıştır.
    Ortadoğu coğrafyası,makus talihini bir türlü yenememiş,insanının geleceğinden ziyade,bu coğrafyadaki enerji kaynaklarının geleceği kaygısıyla bir çok yabancı unsurun tasallutundan bir türlü yakasını kurtaramamıştır,çok acılar yaşanmıştır ve hala yaşanmaktadır.
    Türk milleti kurduğu devletler,medeniyet sahnesine çıkardığı eserleri ürettiği değer ve kurumları ile,sınırları içinde kalmış diğer halk ve topluluklarla medeniyet yürüyüşüne devam etmektedir,her metrekaresini,insanının mutluluğuna hizmet edecek hale getirmek için gayret göstermektedir.
    Geçmişte yaşanan bazı olumsuzlukları bahane ederek,bu kadim dostluk ve kardeşliğe zarar vermeye çalışanlar,asla hedeflerine ulaşamayacaklardır.Yoksa terör örgütünün organize ettiği birtakım şımarık hareketler toplumumuzun ekserisi tarafından kabul görmediği de bilinmektedir.

    ” Bu nefret suçudur. Bu zavallılık örnegidir. Bu atalarınız olan dişi kurtları bile üzmüştür eminim ::) şeklinde ki değerlendirmeni birşeye benzetemedim.Biraz esprili bulduğumu da söyleyebilirim hatta…Türklerin ana yurdu orta asya dır,oradan taaa buralara kadar getiren sebepler her ne olursa olsun,sonuç itibarıyla bugün yaşadığı coğrafya da ortaya koyduğu eserler,arkeolojik kazıyı gerektirmeyecek kadar yer yüzündedir.Eğer görünmezde kürtlere yapılmış zulümler varsa ki var ben bunu kabul ediyorum,kesinlikle kürt işbirlikçiler marifetiyle yapmışlardır.
    Hatasız kul olmaz,devleti yönetenler de birer insan olduğundan dolayı hatalı kararlar verip maduriyetlere neden olmuşlardır.Tarih bilinci öfke ve intikam duygusuna değil,hatalardan ders alma ve doğru kararlar verme şeklinde algılanırsa,geçmiş acıların tekrarlanması da önlenebilir.
    Babam beni çocukken çok döverdi,bugün ben de babayım,babama kızıyordum ama babamı şimdi daha çok seviyorum….saygılar,hakkını helal et,kürt uygarlığı üzerine yaptığın arkeolojik!araştırmalardan dolayı seni tebrik ediyor,başarılarının devamını diliyorum

Yorum bırakın